DİĞER
"Joyce, Homeros’un metnini gerçekten ‘devrimci’ bir kanavaya oturtur... Dil plastiğinin modern bilincin en önemli kurucu öğesi olduğunu o tarihte yakalamıştır. Eliot’un metni ise bugün bize muhafazakârlığın modern bir kavram olduğunu yeniden öğretiyor. Modern-muhafazakâr bir eser Çorak Ülke. Joyce’un delimsirek, ve metni de okuru da çıldırtan, hatta yıpratan ‘genç’ arayışlarına karşın Eliot ‘yaşlı’ bir sestir."
"İyi bir yazarın çevirdiği yazarlara bakarkenki içgörüsü benzersiz bir şeydir."
"Ball'a göre teknoloji kodamanları kodlar, algoritmalar, yapay zekâlar falan derken karşısında kalakaldığımız ve onlara teslim olduğumuz bir distopyanın peşindeler. Buna karşılık Ball kendi misyonunu, bütün bu kurgunun arkasındaki sade işleyişi ortaya çıkartmak olarak özetliyor."
"Olay asla aradığımız yerde bulunmaz, ancak hiç beklemediğimiz yerde karşımıza çıkabilir. Demek ki yaşamımızın önemli olaylarıyla aramızda tuhaf bir ilişki vardır. Başımıza geldiğinde anlamayız, çok geç anlarız. Anlama zaten bu gecikmedir. Önemli diye düşündüğümüz olayların aslında hiç önemi olmadığının anlaşıldığı bir zaman gelir, asıl önemli olanları ise hiç fark etmemişizdir bile."
"Kitabın alt başlığı, Bazı Toplumsal Kalkınma Planlarının Başarısızlık Hikâyeleri, yazarın perspektifini muzipçe ifade ediyor aslında. Çok iyi hesaplanmış, çok iyi planlanmış bir doğa, bir toplum, bir kent, bir devrim veya rejim nasıl olur da başarısız olur? Hani modern hümanist projeler insanlığı ileriye taşıyacaktı, toplumları refaha ulaştıracaktı?"
"Bridle her şeyi kesin olarak bilebileceğimiz, bu bilgilerle dünyayı düzeltebileceğimiz ideali güçlendikçe, dünyanın daha da anlaşılmaz bir karmaşıklığa sürüklendiğini söylüyor. Bunu tersine çevirmenin yolu ise yeni teknolojilerin sol bir siyasetin etkisiyle ehlileştirilmesi değil, bütün sistemin şeffaflık ve kamu yararı ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi ona göre."
Canan Aydın, yazar ve çevirmen Fuat Sevimay ile son romanı Benden'iz James Joyce'u konuştu: Joyce nasıl olup da İstanbul'a geldi? Gelmek için neden 16 Haziran 2013 tarihini seçti? Joyce okumak sanıldığı kadar zor hatta imkânsız mıdır? Benden’iz James Joyce, yoksa bir İstanbul masalı mıdır?
Karantina atmosferinden çıkıp –maskeyle de olsa– tatil havasına girmek istiyorsunuzdur diye düşünen K24 yayın kurulu üyeleri, pandemi, iklim krizi, yükselen faşizm, ırkçılık, ekonomik krizle dolu gündemden birkaç sayfada uzaklaşmanızı sağlayacak farklı kitaplardan oluşan bir liste hazırladı sizler için. Evet, boğucu gündemden kaçıyoruz ama kısa bir süreliğine: Listemizdeki kitapların verdiği moral ve neşe sayesinde bütün bu musibetlerle daha rahat baş edebilmek için.
"O’Brien’ın izini sürdüğü temanın merkezinde cinsellik var: Joyce’un aşk ve şehvet arasına çizdiği sınır. Kitaptaki temel tez, her ne kadar her türlü dini dogmatizmi reddetmiş olsa da, sıkı Katolik eğitim alan Joyce’un hayatında ve eserlerinde bu Katolik eğitimin izlerinin görülebildiği yönünde."
Gezegenin yaşanabilir bir yer olmaktan çıkmasını engellemek için onun bir ana, bilinçli dev bir organizma, bizim iyiliğimizi isteyen uyumlu ve iyicil bir özne olduğunu düşünmek zorunda değiliz.
Kalkınma veya modernleşmeyi eğer ‘insanoğlunun doğa karşısındaki gücünü artırmak’ şeklinde değerlendiriyorsanız, bunu insanlığın bir çabası olarak kabul etmek gerekir. Tüm sert eleştirilere rağmen bu çabada Batı daha öncü ve kapsamlı bir gayret gösteregelmiştir. Ben ‘yiğidi öldür ama hakkını ver’ yönteminin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Acemoğlu ile Robinson, Ulusların Düşüşü’nde dünyadaki eşitsizliğe ve farklılıklara odaklanmışlardı, Dar Koridor ise özgürlük hakkında. Özgürlüğü Locke’tan, devlet tanımını da Hobbes’tan alarak Leviathan sözcüğünü kitap boyunca devletle eşanlamlı kullanan yazarların temel savı “özgürlüğün oluşması ve yeşermesi için hem devletin hem de toplumun güçlü olması gerektiği”.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık